T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Bahçelievler Siyavuşpaşa Çocuk Kütüphanesi

Sınıf Öyküleri

 

Sınıf Öyküleri 1 - Uykucu Bir Sınıf Başkanımız Var
Bir kelebek uçup gidecek sınıfımızdan.

Biz istemesek de, takılacağız o kelebeğin kanatlarına. İlker; Yağmur'un saçını çekecek, Jankat; sıraların üstünde zıplayacak, Dilek; Everest'e tırmanacak, Müge; bir ansiklopedi içinde kaybolacak Işıl; ağlayacak, Derya; kimbilir kaçıncı rüyasına dalacak... Bir kelebek uçup gidecek penceremizden. 
Sonra kimbilir neler olacak?



Sınıf Öyküleri 2 - Perili Ev
Evin kapısı gıcırdayarak açıldı. Tozlu ve örümcek ağlarıyla kaplı bir holü geçtikten sonra büyük salon olduğunu anladığımız bir odaya ulaştık. Görünürde eski eşyalar ve şöminedeki küllerden başka hiçbir şey yoktu.
-Evi dolaşmaya çatı katından başlayalım. Sonra aşağıya iner, diğer odalara bakarız, dedi Hamza. Böylece yeniden holü geçerek çatıya uzanan merdivenleri bir bir çıkmaya başladık. Merdivenler gıcırdıyordu.
-Perilerin ayak sesleri, dedi Dilek.



Sınıf Öyküleri 3- Çılgın Öğretmen
Sınıfımıza girerken hepimiz çok şaşkındık.
- Bu da kim? Öğretmenimiz nerede? gibi sorular soruyorduk birbirimize. Çünkü bizi iki sıra halinde sınıfımıza götüren yeni öğretmenimiz, çok ciddi görünüyordu. Biz ona gülümsediğimiz zaman bile gülümsemiyordu.
Öğretmenimizin güleç yüzünü karşımızda bulmayı beklerken, çok ciddi bakışlı ve gözlüklü bir öğretmen bizi sıraya dizmiş ve sınıfımıza getirmişti. Üstelik sorduğumuz hiçbir soruya cevap vermemişti. Birden:
- Hemen defterlerinizi çıkarın ve "Güneşin aydınlattığı şeyler" konulu bir kompozisyon yazın bakalım, dedi. Hem de daha okulun ilk gününde!





Sınıf Öyküleri 4 - Hoşça kal Güzel Okulum!
Yakında okulumuzda geçirdiğimiz bu güzel günler sona erecek. Karne heyecanımızın yerini tatlı bir tatil heyecanı alacak. Öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız, hepimiz farklı bir yöne gideceğiz belki de. Kimimiz çok uzağa, kimimiz çok yakına. Ama ne önemi var! Önemli olan ne kadar uzağa gittiğimiz değil, öğretmenimizin dediği gibi nereye gittiğimiz!





Sınıf Öyküleri 5 - Öğretmenimize Binlerce Teşekkür
Her birimiz birer mektup yazmıştık öğretmenimize. Bize öğrettiği her şey için binlerce teşekkür ediyorduk ona. Bir de en sevdiğimiz şeyleri getirmiştik hediye etmek için. Jankat flütünü, Hasan kırmızı yarış arabasını, İlker futbol topunu, Müge ansiklopedisini, Emel en sevdiği resimli gezi kitabını...
Tilda süslü püslü bir T harfi yapmış ve onu hediye etmişti. En çok adının T harfini seviyordu çünkü. Hamza ise matematikten anlamakta zorlandığı konuyu çok iyi çalışmış ve bu konuyu çok iyi çalışmış ve bu konuyu anlatmıştı mektubunda. Dilek, kahramanı öğretmenimiz olan bir öykü yazmıştı.Öğretmenimiz Süpermen filan değildi bu öyküde. Çok iyi bir öğretmendi.



Sınıf Öyküleri 6 - Sınıfımızdaki Gizemli
Doğrusu gizemli kişiyi merak etmekten, geceleri gözümüze uyku girmez oldu. Teneffüslerde bu konuyu konuşuyor ve gizemli kişiyi bulmaya çalışıyoruz. Evlerimize dağıldıktan sonra konuşmalarımız telefonda devam ediyor. Şimdiden Jankat babasından yedi kere azar işitti. Dilek annesinden sayısını bilmediği kadar çok, "Kemiklerini kırarım senin!" tehdidi aldı. Bir tek Yağmur bu konuda zorluk çekmiyor. Çünkü odasında pembe tüylü bir telefonu var ve annesi ona hiç kızmıyor. Gizemli kişinin artık ortaya çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Onu ikna etmek için teneffüslerde tahtaya "Ne olur ortaya çık!" yazıyoruz. Çıkmıyor! Gizemli kişi çok çetin ceviz biri olmalı.